İnsanlık Öldü! Canım Yanıyor.. / 25.02.2015
İnsanlık Öldü! Canım Yanıyor..
Sizlere çocukluğumu anlatmak istiyorum. İstanbul’a yeni geldiğimiz zaman bir ev sahibemiz vardı. Adı Vanlı Nazlı Teyze’ydi. Biz ona Nazlı Babaanne derdik. Oğulları İsmail Ağabey, Aydın Ağabey; kızları Makbule Abla ve Canan Abla’ydı. Ben, kız kardeşim, erkek kardeşim üç çocuk bu insanlardan sevgiyi, paylaşmayı, en önemlisi de güven duygusunun ne olduğunu öğrendik. Bana ve kardeşlerime mahallede bir şey olsa bizim İsmail Abimiz ve Aydın Abimiz vardı. Bizleri korurdu. Evlerimizde bir yemek piştiği zaman Nazlı Babaannemiz bizimle, biz de onlarla paylaşırdık. Korkmadan, güvenle yaşayarak bir çocukluk geçirdik.
Annemiz bize; kavga etmemeyi, izin almadan kimsenin bir şeyinin alınmayacağını, herkese iyi gözle bakılması gerektiğini, birisinin başına bir şey geldiğinde onu gücümüz yettiğince korumamız gerektiğini, onun da bizim bir kardeşimiz olduğunu öğretmeye çalıştı. Delikanlı çağıma geldiğimde annemden öğrendiğim kız kardeşin nasılsa bütün kızlar da senin için aynı değeri taşımalı oldu. Bir gün bir kız arkadaşım olduğunda da bunu göz önünde bulundurarak kız arkadaşımı evinden nasıl almışsam, evine öyle teslim etmem gerektiğini onun da anne ve babası olduğunu unutmamam gerektiğini öğrenerek yetiştirildik.
Şimdi ne yazık ki insanlık öldü! Ne yazık ki bu yetmiyormuş gibi yakılarak tamamen yok edildi. Geride sadece bir ormanda şapkasını bırakarak.. Bu sözün bittiği son nokta.
Güven duygusu bitti. Bir insan, bir kadın, bir çocuk bu ülkede güvenle evine gidemeyecek mi? Bu insanlar kimseye abi, abla, amca diyemeyecekler mi? Çocuklara taciz, tecavüz; kadınlara şiddet, tecavüz; yaşlılara işkence bu kadar sıradanlaşacak mı? Ben böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum!
Bunları görüp bir şey yapamamak, yetersiz kalmak beni kahrediyor. Her şey para, her şey madde olmuş. Çıkarsız, dostluğun olmadığı, insanın insan sıfatından çıktığı bir dünyada yaşamak ne anlam taşır. Bir orman gibi kardeşçesine yaşamayı başaramayan insan, bir ağaç kadar kardeş olamıyor ve insanlık sevgi ormanını oluşturamıyorsa, bu dünyada yaşamanın ne anlamı var?
Hayır! Duygularıma, kalbime yenik düşüp bu çakalların kirlettiği dünyada ölmek istemek işin en kolay tarafı. Bizler, bizim gibi insanlığı ayakta tutmak için çaba sarf etmeye çalışan insanlar çoğalmalıyız. Yeni pırıl pırıl nesiller yetiştirmek için bize annelerimizin öğrettiklerini öğreterek çocuklar yetiştirmeliyiz ki bu denizin bulanıklığı gitsin. Denizin dibindeki kum tanelerini görebilelim. Sevgili anneler her şey sizde başlıyor, sizde bitiyor.
Lütfen iyi çocuklar yetiştirin. Çocuk doğurarak değil, onu insanlığa, topluma faydalı bir birey olarak yetiştirebiliyorsan çocuğum var diyebilirsin.
Biz Türk milleti olarak böyle değiliz. Şimdi birlik zamanı, sarılma zamanı.. O sokaklarda yürüyerek kenetlenen insanlar gibi daha da çoğalalım. Bir çığ gibi büyütelim insanlığı bu canavarlara inat. Onlara paye veren insan sıfatındaki yaratıklara inat sevgimizle boğalım insanlığı yok etmeye çalışan bu yaratıkları.
Tüm Haberler için tıklayınız >>